Beden Eğitiminde Duygusal Zeka ve İşbirlikçi Öğrenme
- Ainhoa Hernández Hidalgo
- 18 Şub
- 3 dakikada okunur
İlköğretimde duygusal zekanın geliştirilmesi, öğrencilerde temel becerilerin geliştirilmesi için kilit bir araç olarak ortaya çıkmaktadır. Bu boyutun, özellikle Beden Eğitimi bağlamında, işbirlikli öğrenme gibi aktif metodolojilerle bütünleştirilmesi, öğretme ve öğrenme sürecini önemli ölçüde dönüştürebilir. Bu yaklaşım, tanımı, teorileri ve öne çıkan modelleri de dahil olmak üzere duygusal zekanın temel kavramlarını inceleyen teorik bir incelemeye dayanmaktadır. Duyguların öğrenmedeki rolünü vurgulamakta ve empati, duygusal düzenleme, motivasyon ve kişilerarası beceriler gibi yetkinliklerin geliştirilmesinin olumlu etkisinin altını çizmektedir. Ayrıca, eğitimcilerin sadece bilgi aktarıcıları olarak değil, aynı zamanda öğrencileri için aktif duygusal yönetim modelleri olarak da önemli rollerinin altı çizilmektedir.
İşbirliğine dayalı öğrenme, ekip çalışmasını, ortak sorumluluğu ve öğrenci etkileşimini teşvik eden aktif bir metodoloji olarak analiz edilir. Grup dinamiklerine dayanan bu yaklaşım sadece akademik performansı artırmakla kalmaz, aynı zamanda işbirliğini, karşılıklı saygıyı ve temel sosyal becerilerin geliştirilmesini de teşvik eder. Duygusal zeka ve işbirlikçi öğrenme arasındaki ilişki, daha kapsayıcı ve etkili eğitim ortamları yaratmak için güçlü bir sinerji ortaya koymaktadır. Önerilen eğitim girişimi ilköğretim ikinci kademe öğrencilerini hedeflemekte ve özellikle Beden Eğitimi derslerine entegre edilmek üzere tasarlanmıştır. Oyun ve Duygular başlığı altındaki proje, altı haftayı kapsayan haftalık oturumlar halinde düzenlenen bir dizi etkinlikten oluşuyor. Her oturum, Beden Eğitimi müfredatındaki yetkinlikleri, duygu yönetimi ve işbirliğine odaklanan dinamiklerle birleştiriyor.
Aktiviteler arasında işbirliğine dayalı oyunlar, rahatlama teknikleri ve hem içsel hem de kişilerarası becerileri geliştirmeyi amaçlayan öz yansıtma egzersizleri yer almaktadır.
Örnek Aktiviteler
Etkinlik: Gülümsemeler Yaratmak
Öğrenciler bir daire oluşturur ve bir topu birbirlerine atarlar. Öğretmen “dur” dediğinde ve bir harf söylediğinde, topu tutan öğrenci, adı o harfle başlayan bir akranı hakkında hayranlık duyduğu veya sevdiği bir şey söylemelidir. Amaç o kişinin yüzünde bir gülümseme yaratmaktır. Etkinlik, herkes topla bir tur atana ve bir sınıf arkadaşı hakkında olumlu bir şey paylaşana kadar devam eder.
Etkinlik: Tersyüz
Bu etkinlik, duyguları renklerle ilişkilendirme kavramından esinlenmiştir: neşe için sarı, öfke için kırmızı, korku için siyah, üzüntü için mavi ve sakinlik için yeşil. Sınıf, her biri bir duyguya atanmış beş gruba ayrılır.
Her grup, aşağıdaki gibi soruların yer aldığı bir poster buldukları istasyonlar arasında döner:
- Bu duygu nasıl ifade ediliyor?
- Bu duygu sizin için ne anlama geliyor?
- Ne zaman bu şekilde hissediyorsunuz? Bir örnek verebilir misiniz?
Öğrenciler soruları birlikte yanıtlar ve birbirlerinin duyguyu anlamasına yardımcı olurlar.
Her istasyonda, soruları yanıtladıktan sonra bir koninin üzerine halka fırlatmak gibi ekip çalışmasıyla ilgili fiziksel bir mücadele de yer almaktadır.
Sonuçlar ve Çıktılar
Bu eğitim modeli, öğrencilere duygularını tanımlamayı ve yönetmeyi, ekip çalışması becerilerini geliştirmeyi ve öz saygı oluşturmayı öğretmeyi amaçlamaktadır. Ayrıca, ilgi çekici oyunlar aracılığıyla fiziksel olarak aktif ve sağlıklı bir yaşam tarzını teşvik eder. Önerilen faaliyetler kapsayıcıdır ve öğrencilerin özel ihtiyaçlarına göre uyarlanarak katılımları ve bütünsel gelişimleri sağlanır.
Sonuç
Sunulan çalışma, özellikle Beden Eğitimi alanında, duygusal zeka gelişimi ve işbirlikçi öğrenmenin sınıflara entegre edilmesinin önemini vurgulamaktadır. Bu birleşik yaklaşım, mevcut eğitim zorluklarını ele almak için önemli bir pedagojik strateji olarak hizmet etmektedir. Sadece öğrencilerin duygusal refahını artırmakla kalmaz, aynı zamanda duyguları yönetme, ekip halinde çalışma, çatışmaları çözme ve temel kişilerarası ve kişisel becerileri geliştirme becerilerini de güçlendirir.Oyun ve Duygular gibi dinamik etkinliklerle yapılandırılan eğitim girişimi, aktif öğrenme ve oyunun erken eğitimde duygusal yetkinlikleri nasıl etkili bir şekilde teşvik edebileceğini göstermektedir. Bu yaklaşım, empati, öz saygı ve problem çözme becerilerinin geliştirilmesi gibi öğrencilerin genel gelişimiyle ilgili daha geniş ihtiyaçları ele alırken müfredat hedefleriyle de uyumludur. Ayrıca araştırma, öğretmenler öğrencileri için rehber ve rol model olarak çok önemli bir rol oynadıklarından, eğitimcilerin duygusal zeka konusunda eğitilmelerinin gerekliliğinin altını çizmektedir.Çeşitliliği barındıran ve her grubun özelliklerine uyum sağlayan aktif metodolojilerin uygulanması, eğitimin sadece akademik içeriğe değil, insana da öncelik vermesi gerektiği fikrini pekiştirmektedir. Sonuç olarak bu yaklaşım, sadece akademik başarıyı değil, aynı zamanda öğrencilerin gelecekteki zorluklarla başarılı bir şekilde yüzleşmeleri için duygusal ve sosyal hazırlıklarını da vurgulayan kapsamlı bir eğitim vizyonu sunmaktadır. Bu metodolojinin benimsenmesi, daha empatik ve uyumlu bir toplum inşa edebilecek daha dirençli, işbirlikçi ve duygusal açıdan zeki bireylerin gelişimine katkıda bulunur.

Yorumlar